Bu yolculuk Nasrettin Hoca fıkrasını hatırlattı
Şimdi bu kitapçıktaki Nasreddin Hoca fıkralarından kısa olan birkaçını, metnin dili ve üslûbu hakkında fikir vermek üzere nakledelim:
Nasreddin Hoca fıkraları minik yürekler tarafından canlandırıldı
Burada maksadımız, Nasreddin Hoca’ya ait olduğu rivayet edilen bütün fıkraların ahlâk ve adaba uygun, tasavvufî manalar taşıyan latifeler olduğunu iddia etmek değil; asırlar boyunca onun nüktedan kişiliğiyle birlikte irfanî yönünün de bulunduğu yolundaki bazı kayıtlara dikkat çekmektir.
Salâhî, Nasreddin Hoca’ya ait olduğu söylenen Farsça-Türkçe mülemma bir beyti, tasavvufî yönden şerh etmeden önce, onun fıkraları ve kişiliği hakkında şu umumî değerlendirmeyi yapar: “.Hâce Nasreddîn Zarîf kuddise sırruhu’l-latîf hazretlerinin kelimât-ı hikmet-gayât ve ibârât-ı nikât-âyetlerinin her birinde bir gûne bir pend-i dil-pesend ve ibret ü nasîhat-ı hûşmend olup bu kelâm-ı hikmet-irtisâmları dahi oranlama kabîlinden bir remz-i mücmel ve niçe maânîyi muhtemil olmak mülâhazasıyla halli emrinde istimdâd-ı rûhaniyyetlerinden sonra hâtır-ı fâtıra şu maânî-i sâtıra hutûr itdi ki.” (Arıcı, 2006, 423-426).
Meraklısına mansuz Nasreddin Hoca fıkralarına örnek
Bu eserde geçen, görünüşte müstehcen, fakat aslında manidar bir latife (Ebü’l-hayr-ı Rûmî, 1988, 140-41), Nasreddin Hoca fıkralarının bilinen en eski zamanlarından beri “zâhiri hande-fezâ, bâtını hikmet-nümâ” (dış görünüşü güldürücü, iç yüzü hikmetli) vasıflandırmasına uygun olduğunu akla getirmektedir.
Nasreddin Hoca fıkralarından doğduğu bilinen bazı nükteli cümleler de bu tür kamunun kabulüne mazhar olmuş sözler arasında sayılabilir: “Akçayı viren, çalar düdügi” (vr.
[PDF] En Güzel Nasreddin Hoca Fıkraları
Makalede bahis konusu eserdeki Nasreddin Hoca fıkraları için birkaç örnek verildikten sonra, Türk atasözü ve deyimlerinin çevrimyazılı metni sunulmuştur.
İki kısımdan ibaret kitaptaki aslî metinler, bazı Nasreddin Hoca fıkralarıyla Türk atasözleri ve deyimleridir.
Nasrettin hoca fıkrası gerçek oldu: Dereye maya çaldı
NASREDDİN HOCA FIKRALARI İLE ORTAÖĞRETİMDE PSİKOLOJİ ÖĞRETİMİ Öz Bu çalışmanın amacı, ortaöğretim psikoloji dersinde yardımcı bir öğretim aracı ola-rak Nasreddin Hoca fıkralarının kullanılabilme potansiyelini göstermektir. Bu çer-çevede Türk kültürünün önemli güldürü unsurlarından birisi olarak görülen ve aynı zamanda düşündürücü niteliklere de sahip olan Nasreddin Hoca fıkralarının mesaj-ları, psikoloji dersi öğretim programının kazanımları, açıklamaları ve etkinlik ör-nekleri bağlamında analiz edilerek, fıkraların psikoloji dersi açısından eğitim-öğretim işlevi gösterilmeye çalışılmıştır. Doküman inceleme yönteminin kullanıl-dığı çalışmada, farklı kaynaklarda yer alan yaklaşık 400 fıkra incelenmiştir. Bu fık-ralardan 22 tanesinin psikoloji dersinde kullanılabilmek için uygun olduğu saptan-mıştır. 22 fıkranın 7 tanesi Kohlberg'in ahlakî gelişim kuramı, 2 tanesi Piaget'nin bilişsel gelişim kuramı, 1 tanesi önyargı kavramı, 1 tanesi çatışma türleri, 9 tanesi savunma mekanizmaları ve 2 tanesi empati kavramı ile ilişkili bulunmuştur. Söz konusu bu fıkraların psikoloji dersinde bir öğretim aracı olarak kullanılabileceği düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: Psikoloji öğretimi, Nasreddin Hoca, fıkra.
1640) yılında bazı Nasreddin Hoca hikâyeleriyle Türk atasözlerini kayda geçirmiş; böylece hem nüktedan bir tarihî şahsiyetin bir kısım fıkralarının, hem de anonim halk edebiyatı mahsullerinden olan yüzlerce atasözü ve deyimin tesbitine hizmet emiştir.
[PDF] En Güzel Nasreddin Hoca Fıkraları
ÖZET Bu çalışmada, Berlin Devlet Kütüphanesi'nde bulunan ve H. 1050 (M. 1640) yılında telif edildiği bilinen Arap harfli, Türkçe el yazması bir eser tanıtılmaktadır. İki kısımdan ibaret kitaptaki aslî metinler, bazı Nasreddin Hoca fıkralarıyla Türk atasözleri ve deyimleridir. Makalede bahis konusu eserdeki Nasreddin Hoca fıkraları için birkaç örnek verildikten sonra, Türk atasözü ve deyimlerinin çevrimyazılı metni sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Nasreddin Hoca, atasözü, mesel, Türkçe TWO BOOKLETS IN THE 17 th CENTURY: ANECDOTES OF NASREDDİN KHOCA AND TURKISH PROVERBS ABSTRACT In this study, an information about a handwritten work founding in Berlin State Libarary probably written in 1640 with Arabic characters will be given. The fundemantal texts taking place in this two-chapter book are some anecdotes of Nasraddin Khoca and some Turkish poverbs and idioms. In this article, after given some samples for the anecdotes of Nasraddin Khoca, a transcript in Latin characters of Turkish proverbs and idioms has been presented. Giriş Türk halk mizahının uluslar arası şöhrete erişen şahsiyeti Nasreddin Hoca'ya (Hayatı ve nükteleri hk. bilig için bk. Tecer, 1988, 109-114; Kutlu, 1986, 523-27; Albayrak, 2006, 418-420) mâl edilen yüzlerce fıkradan hangilerinin ona ait olabileceği ve olmadığı, konuyla ilgili adamlarının birbirinden farklı iddialar ileri sürdüğü bir meseledir. İlmî araştırmalar, Arap, Fars gibi asırlar boyunca çeşitli yönlerden münasebet içinde olduğumuz milletlerin fıkra tiplerine ait nüktelerin birbirine karıştığını ortaya koymaktadır. (Türkmen, 2000, 55-60; Duman, 2009, 195-222). Tercümeler yoluyla devam eden bu uluslar arası geçişlerden başka, asırlar boyunca muhtelif kişilere ait nice 1 Neşre hazırladığım bu makaleyi okuyup bazı düzeltme ve eklemeler yapan Prof. Dr. Mustafa Kaçalin'e teşekkür ederim.
BAHİS Nasreddin Hoca, bir gün eşeğiyle odun getirir
Öz Sözlü edebiyatımızın en yaygın türlerinden biri olan fıkralar, güldüren ve güldürürken düşündüren bir işleve sahiptir. Fıkralarda "tipler" ve bunlar etrafında gerçekleşen "olaylar" ön plana çıkmaktadır. Olay örgüsünün oluşumu ve mantıksal çerçevede üst yapısının kuruluşunda tiplerin karakteristik özelliklerinin ve tipi şekillendiren kültürel dokunun etkin olduğu görülür. Olayın teşekkülünde etkin rol oynayan ana tipin yanında, toplumun bir parçası olma bağlamında fıkralarda başka kişilere de yer verildiği görülür. Şahıs kadrosu olarak ifade edeceğimiz bu kişi topluluğunun yaşanılan realiteye uygun olarak birbirleriyle farklı bağlarının olması gerekmektedir. Komşuluk, arkadaşlık, evlilik, askerlik bu bağlardan birkaçı olarak verilebilir. Nasreddin Hoca fıkraları, tarihi süreçte fıkra türünün Türk toplumundaki yeri açısından hem sözlü hem de yazılı gelenekte en ön sırada yer almaktadır. Türk yaşam tarzı ve felsefesinin, inanç sistemlerinin derin bir bakış açısını yansıtan bu fıkralar hâkim kültüre ait önemli malzemelere sahiptir. Bunlardan biri de Türk aile yapısıdır. Hocanın ailesi başta olmak üzere Türk aile yapısı ve aile içi ilişkilerde iletişim yolları ve davranış yapılarının fıkralara yansıdığını söylemek mümkündür. Bu aile yapısının şekillenmesinde yaşanılan kültürün etkisi olduğu görülür. Bu kültürün aile içi ilişkileri dizayn ettiği gözlerden kaçmaz. Bunun yanında hâkim tipin özelliğinin de dikkate alınması gerekir. Çünkü Nasreddin Hoca, şahsında temsil ettiği değerleri harmanlayarak olaylara ve çeşitli yaşantılara farklı bakış açıları getirmiş, bu da onun aile içi ilişkilerine yansımıştır. Çalışmada toplum yapısının ve kültür kodlarının Nasreddin Hoca fıkralarına nasıl yansıdığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Öncelikle aileyi oluşturan fertler arasındaki ilişki ve bu ilişkiyi şekillendiren kültürel unsurlar üzerinde durulmuştur. Daha sonra "gerçeklik, mizah, toplumsal roller, gelenek, önyargı ve diğer bireylerin etkisi" gibi etkenler açısından aile içi ilişkiler değerlendirilmiştir. Sonuç olarak Nasreddin Hoca fıkralarında Türk aile yapısının ve bireyler arası ilişkilerin kültürel unsurlara göre şekillendiği ve hocanın kişiliğinin buna büyük katkı sağladığı görülmüştür. Aile içinde kocanın, eş olarak kadının, çocukların ve diğer kişilerin kendilerine biçilen rolleri yerine getirdiklerini, sözlü anlatım vasıtasıyla bu rollerin nesilden nesle aktarıldığını söylemek mümkündür. Anahtar Sözcükler: Nasreddin Hoca, kültür, iletişim, Türk ailesi * Bu makale 30 Eylül-2 Ekim 2016 tarihleri arasında düzenlenen Uluslararası Nasreddin Hoca Sempozyumu'nda sunulan tebliğin genişletilmiş şeklidir.