Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır
Hayat, teferruat değil mi? “Çıplak hayat”tan fazlası olan hayat… İnsanları emek ederek var ettikleri, yaşamaya değer olan hayat, teferruatta. Dünyayla ve öteki insanlarla meşgul olmak, onlarla sahici bir ilişki kurmak, teferruata dalmadan, teferruata ehemmiyet vermeden, teferruat üretmeden olur mu? Gülten Akın’ın Ayrıntılar İlâhisi [1] nasıl başlıyor: “Ben neyi kimden aldım, nerden aldım/ her şeyi bir yerden aldım…”
Mevzubahis vatansa; gerisi teferruattır
Sevilay Çelenk, Haziran’da bir yazısında en yalın soruyu sormuştu: “Her şeyin ve herkesin gerekirse ‘teferruat’ sayılabildiği bir yer yine de vatan mıdır?” ()
Atatürk’ün “Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” sözü, vatanın her şeyden önce geldiğini ve vatanın varlığı söz konusu olduğunda diğer tüm unsurların ve çıkarların ikinci planda kaldığını vurgulamaktadır. Bu cümle, ulusal bağımsızlığın, egemenliğin ve halkın özgürlüğünün, kişisel ya da ideolojik çıkarların ötesinde en önemli değer olduğunu ifade eder.
Söz konusu vatansa gerisi teferruattır sözü kime ait
“Mevzubahis vatan ise gerisi teferruattır” ilk bakışta çok güzel bir söz olarak duruyor. Basit olarak anlatmak gerekirse vatanı her şeyin önüne koyan bakış açısı olarak ifade etmek mümkün. Vatanın her türlü partisel, örgütsel ve kişisel çıkarların üstünde olduğunu özlü olarak açıklamaya çalışıyor. Bu anlamıyla bu söze katılmamak mümkün değil.
"Gerek malımı, gerek canımı feda etmek dâhil vatanıma hizmet etmeye çalışırım. Servetimi makamımı şöhretimi terk ederim. Baktım ki, sorunlarına çare bulamadım. Baktım ki, bu işi benden daha iyi yapacak biri var. Baktım ki, mevzubahis vatandır. Benim için gerisi teferruattır" deyip iktidarı saltanatı bırakan nefisini ayakları altına alan bir siyasetçi gördünüz mü?
Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır. Mustafa Kemal Atatürk.
Gelelim "mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır" sözünün anlamına: Gerektiği zaman vatanım için hiçbir fedakârlıktan kaçınmam demektir.
Şubat başında (tam da Türk Tabipleri Birliği yöneticileri gözaltındayken) yapılan bir haberde, sınırda görev yapan hekimlerden birinin: “Burada söz konusu vatansa gerisi teferruattır” dediği aktarılıyordu. Can değeri peşinde, her bir uzvun iç düzenindeki mikroskobik teferruata, ufak bir sinir seğirmesinin bize söyleyebileceklerini anlamaya ömürler yatıran bir meslekten söz ediyoruz.
Mecburi Seçim Yazısı 1: Mevzubahis Vatansa Gerisi Teferruat mı?
Hürriyet yazarı Taha Akyol, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğindeki Milli Mücadele'nin kazanılmasında sadece savaşların etkin rol oynamadığını, Ankara hükümetinin başarılı diplomasisi sayesinde de olduğunu belirtti. Akyol, "Başta Mustafa Kemal, Milli Mücadele liderleri “söz konusu olan vatansa”, hiçbir ayrıntıyı “teferruat” saymadılar, kılı kırk yardılar. Zaten Atatürk’ün böyle bir sözü yoktur; onun ayrıntılara dikkat özelliğine de terstir. Milli Mücadele’yi savaşlardan ibaret sanmak yanlıştır" diyerek bugün siyaseti ve diplomasiyi en rasyonel, en başarılı şekilde bilinmesi gerektiğine dikkat çekti.
"Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır" sözü hem söz hem de söyleyen ağız olarak en çok cephede, içerde ve dışarda vatan savunmasında görev alan kahraman askerlerimiz ve güvenlik güçlerimize yakışmaktadır. Allah onları her şartta korusun…
SÖZ KONUSU VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR SÖZÜ ..
Mustafa Kemal’e atfedilen “Mevzu-u bahis olan vatansa, gerisi teferruattır” sözünü, 2008 başlarında dönemin Genelkurmay Başkanı Büyükanıt kullanmıştı. Ardından, İstanbul Üniversitesi rektörü Mesut Parlak ve İnönü Üniversitesi rektörü Hilmioğlu, bu sözü tekrarlamışlardı – üniversitede başörtüsü yasağını ‘temellendirmek’ üzere! O aralar, gazeteci Sevilay Yükselir, (Habertürk, 26 Şubat 2008), Atatürk Araştırmaları Merkezi Kurucu Başkanı profesör Utkan Kocatürk’ten, bu sözlerin “maalesef” Atatürk’e ait olmadığını öğrendiğini yazmıştı. Tesellisi, Prof. Kocatürk’ün şu hükmüydü: “Bu bir Atatürk vecizesi değildir ama Atatürk’çe bir sözdür.” Yani ‘mevzû’ vecize.
Söz konusu Vatansa gerisi teferruattır…
Orada kalmadı, başka sahalara yayıldı. Öncelikle futbol sahasına. Yakın zamanlarda, Galatasaray’ın UltrAslan taraftar grubundan, Fatih Terim’den, Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım’dan, kulüpleri söz konusu ise gerisinin teferruat olduğunu bildiren beyanlar duyduk.
Söz Konusu Vatansa Gerisi Teferruattır Peç Arma
Son kitabı 'Ama Hangi Atatürk?' ile Atatürk hakkında bugüne kadar yapılmış en kapsamlı araştırmalardan birine imza atan Taha Akyol 'ulusalcıları' üzecek. Akyol, milliiyetçi-ulusalcı çevrelerin son dönemde en sık kullandığı ve Atatürk'e ait olduğu iddia edilen 'Söz konusu vatansa gerisi teferruattır' sözünü Atatürk'ün söylediğine dair ortada bir belge olmadığını söylüyor.
Söz konusu vatansa gerisi...
Bir süredir çeşitli internet sitelerinde görüyordum. Önceki gün de İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak'ın konuşmasında gördüm; Atatürk'ün sözü:
"Söz konusu olan vatansa, gerisi teferruattır."
...Üzerinde durmak istediğim husus, Sayın Parlak'ın başörtülü kızların okumasına karşı yaptığı konuşmayı, "Söz konusu olan vatansa, gerisi teferruattır" diye bitirmesi, öğretim üyelerinin de bunu büyük coşkuyla alkışlamasıdır.
Başörtülü kızların okuma özgürlüğüne sahip olup olmaması niye "vatan" meselesidir?! Atatürk'ün "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" sözü daha uygun düşmez miydi?!.
Neyse... Daha önemlisi, bu sözü Atatürk'ün söyleyip söylemediğidir.
Belgesi açıklanmalı
Atatürk'ün konuşma ve yazışmaları üzerinde araştırmalar yaptım, ben böyle bir sözüne rastlamadım. Dikkatimden kaçmış olabilir; benim ulaşamadığım bir kaynakta yayımlanmış da olabilir. Sayın Rektör veya başka bir araştırmacı Atatürk'ün bu sözü nerede, ne zaman söylediğini ve konuşmasının tam metnini açıklarsa çok iyi olacak; Atatürk'ün hangi bağlamda bu şekilde konuştuğunu ancak o zaman anlarız.
Atatürk vatanı kurtarmak için savaşırken de başka şeyleri "teferruat" saymamıştır: TBMM, hukuk, meşruiyet, siyaset, diplomasi gibi şeyleri asla "teferruat" diye görmemiş, aksine, çok önem vermiş, hele TBMM'yi baş üstünde tutmuştur.
Onun için "Gerisi teferuattır" dediğini sanmıyorum, dediyse bundan kastı ancak şahsi çıkar, hatta şahsi hayat falan olabilir.
Ferdi ve milli hayatta fevkalade önemli olan değerleri ve kurumları "teferruat" durumunda gösterebilecek bu tür soyut alıntılardan, genellemelerden sakınmak gerekir.
Kuran ayeti de olsa, Einstein'ın bilime dair sözü de olsa, Atatürk'ün vecizesi de olsa, bağlamından kopararak veya farklı bağlamlara taşıyarak slogan gibi kullanmak yanlıştır.
Dini ve pozitivist bağnazlıklar böyle oluşur.
Meşruiyet ve hukuk
Atatürk bir defa Sakarya Savaşı, ikinci defa Büyük Taarruz öncesinde TBMM'yi kapatmayı düşünmüştür. Çünkü, Mustafa Kemal'in savaş şartları sebebiyle istediği "fevkalade yetkilere sahip başkumandanlık" kanununu Meclis kabul etmiyordu.
Fakat Mustafa Kemal, Meclis'e dayanmayan bir mücadelenin meşruiyetini kaybedeceğini görerek Meclis'i kapatmamış, aksine, ilkinde iknayı, ikincisinde ortalama bir formülde uzlaşmayı tercih etmiştir.
Türkiye bir "Baas cumhuriyeti" olmadıysa bunun temelinde hem kurtuluşun, hem kuruluşun TBMM'ye dayanmış olması vardır.
Eminim ki Prof. Parlak da Meclis'e, hukuka, demokrasiye, özgürlüğe saygıyı asla "teferruat" saymıyordur.
Yanlış algılamayla bu değerler ve kurumlar "teferruat" gibi görülmesin diye 'tavzih' gereğini duydum.
Söz konusu vatansa gerisi...
Söz konusu vatansa, gerisi teferruat
Ekonomi Bakanı Zeybekçi de bir sene önce Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı’nın bir toplantısında “Söz konusu Ege ise gerisi teferruattır” demiş.