BAHIS OYNAMAK HARAM Mı > DIYANET ŞU AN KI BORSA SISTEMI
Bazı oyunlar kumara âlet edilmektedir. At yarışları, piyango, spor-toto-loto ve karşılıklı bahis bunlardan bazılarıdır. ve spor toto gibi oyunlar zaten kumar sayılmaktadır. Zira kumarın bütün özelliklerini içinde taşıyor.Piyango şeklindeki kumarın İslam öncesi Cahiliye devrinde de olduğu bilinmektedir. Onlar oklar üzerine işaretler koyar, oktaki çıkan işarete göre para alırlardı.İslâmiyet kumarın her çeşidini haram kıldığından, piyango da bunların içindedir.Piyangodan kazanılan para haramdır. Bu para hayır amacıyla sarfedilmez, bununla hayır kazanma amaçlı kurban kesilmez.İlave bilgi için tıklayınız:-
Şans Oyunları Haram mıdır? Kazanılan Para ile Hayır Yapılabilir mi?
Selamunaleyküm. Hocam bahis oyunları haram mıdır? Haram ise, Hz. Ebubekir (r.a) Ümeyye bin Halef ile 100 devesine neden bahse girmiştir ?
Aleykümselam. Kumar haramdır. Bahis tarzındaki bir iddialaşma da kumar olarak haramdır. Kumarla ilgili hükümlerin henüz inmediği zamanlara dair bilgiler, bir konudaki hükmü etkilemez. Alkol bile İslam'ın ileriki yıllarında inmiştir.
Küçük Çapta Bahis Oyunu Oynamak Haram ve Günah mıdır?
Halı sahada baklavasına maç yapmak; bir iki arkadaşla ortamdaki bir çok insanın yemesi için çikolatasına veya bisküvisine masa tenisi oynamak caiz midir? Bu maç sonunda alınan yiyecekleri yemek haram mıdır?
Verilen hediyeleri alan kişiler bunun için ayrıca bir para ödemiyorsa, verilenler hediye hükmünde olur. Çekilen bu mesajların mahiyeti de önemlidir. Sadece katılım için mi mesaj çekilmekte? Yoksa çeklilen bu mesajlardan ayrıca bir gelir mi elde edilmektedir? Gelir amaçlı mesaj çekilmişse, bu da bir nevi piyango olmuş olur. Şüpheli olan şeyleri terk etmek takva sahibi insanların özelliğidir.Bir şeyin kumar olması için karşılıklı şart olması gerekir. Mesela, bir kişi, “Bilirsen sana şunu veririm, bilemezsen senden şunu alırım.” şeklinde ikili şart koşması halinde kumar olur. Burada, “Bilirsen sana şunu veririm, bilmezsen senden şunu alırım.” şartı yoktur. Böyle olunca tek taraflı bilene verilen ödül oluyor. Böyle tek taraflı verilen değerler alınabilir, kumara girmez. Çünkü veren bir şey talep etmiyor. “Bilirsen şu miktarı alırsın, bilmezsen bir şey vermek zorunda değilsin.” diyorsa, konu kumar olmaktan çıkar..Bir de üçüncü bir şahıs çıkıp da:"Bir yarış tertipliyorum, başaranlara şu kadar ödül vereceğim, başaramayanlardan ise bir şey istemiyorum." derse; yarışı kazananlar verileni alabilirler. Bu da meşru bir yarış olur, faydalı bir teşvik manasına gelen bir hizmet sayılabilir. Çünkü yarışı kazananlara veriyor, kazanamayanlardan ise bir şey almıyor; üçüncü sahsın ikramı oluyor.Buraya şöyle bir misal daha ilave edebiliriz. Bir kahvehanede oyuna başlarken:"Yemekler, çaylar oyunu kaybedenden..." derlerse, kazananların kaybedenden yiyecekleri yemek, içecekleri çay kumar olur. Çünkü karşılıklı şart vardır. Oyunu sen kazanırsan yemek, çay benden. Ben kazanırsam yemek, çay senden... şartını koymuşlardır.. Ama böyle iki taraflı şart olmaz da biri:"Kazansanız da kaybetseniz de çaylar, kahveler benden arkadaşlar." diyebilirse, bunda bir mahzur söz konusu değildir. Bu bir tarafın ikramı sayılır.Bir alışveriş merkezinde mal alanların rakamı belli miktara çıkınca, mağazanın kendiliğinden verdiği hediye de alınabilir, kumara girmez. Ama Spor toto, loto, piyango gibi şans oyunları kumar cinsinden sayılmaktan kurtulamazlar. Onlarda kazanırsan alırsın, kazanamazsan verirsin, şartı geçerlidir. Buna göre bir ticaret veya zenaat ile meşgul olan kimse müşterilerini arttırmak için onlar arasında kura çekerek veya belli bir miktarda alım yapanlar, iş verenleri tespit ve tercih ederek hediyeler verebilir, bir şeyler bağışlayabilir; bunda sakınca yoktur.Piyango ve benzerleri böyle değildir. Piyango idaresi başka bir iş yaparak ve o işten kazandığının bir kısmını ayırarak müşterilerine dağıtmıyor (hibe etmiyor, bağışlamıyor); bilet alanların paralarını topluyor, çekiliş yaparak (bir nevi kura çekerek) onların bir kısmına veriyor, kendisi de büyük bir pay alıyor. Bilet alanlar verdikleri para karşılığında bir mal veya hizmet almıyorlar, parayı idareye veya bileti kazananlara da bağışlamıyorlar; bilet alanın amacı az verip çok kazanmaktır. Kazanma yolu da kumardır; yani birçok kişinin parasını bir araya getirip, her biri büyük pay kendinin olsun diye beklerken içlerinden birkaçına (kurayı, çekilişi kazananlara) vermekten ibarettir. Üç beş kişinin ortaya birer milyon lira koyup zar atarak, kâğıt çekerek, atlar koşturarak...hangisininki kazanırsa parayı alması ile piyango vb. arasında bir fark yoktur.Dükkandan, marketten alışveriş yapan verdiği paranın karşılığı olan malı veya hizmeti almaktadır, market sahibinin verdiği armağan ise onun kendi kazancından ayırıp verdiği bir bağıştır.Kumar oynayan (bilet alan, totoya, lotoya para yatıran) bu para karşılığında idareden bir mal almaz, toplanan paradan -verdiğine nisbetle daha fazla olan miktarı- kazanmak ister; kazandığı da diğer bilet alanların, kazanmak isteyenlerin, oyuna/çekilişe katılanların paralarıdır. İdarenin dince kumar sayılan bu işlemden kazandığı paranın bir kısmını veya tamamını kamu yararına, hayır ve hasenâta harcaması yapılan şeyi meşrulaştırmaz, helal hale getirmez.Haram sayılan yoldan kazanılan diğer paralar da böyledir; onları iyi yerlerde harcamak yapılan işi meşrulaştırmaz; mesela elde etme yolu hırsızlık ise bunu hırsızlık olmaktan çıkarmaz, hükmünü değiştirmez.
BAHIS OYNAMAK HARAM Mı > ANCAK HOş BIR şEY
el Cevab: Oyun oynama ücretliyse bu ücreti ödemek caizdir. Oyun oynama parası bir kişi tarafından ya da herkes tarafından karşılansa kumar olmaz. Yenilen takım oyun oynama parasını ödeyecek diye anlaşsanız bu da kumar olmaz. Burada yenmeye karşılık para verilmiyor ya da alınmıyor. Bu sebeple kumar olmaktan çıkar.
Bazı insanlar kendi aralarında şu şekilde iddiaya girerler: “Şöyle olursa sana şu kadar vereceğim, aksi takdirde sen vereceksin. Buna bahis denir. Helal mi haram mı?”
Kumar oyunlarını telefonda ya da bilgisayarda oynamak günah mı?
Bir alışveriş merkezinde mal alanların rakamı belli miktara çıkınca, mağazanın kendiliğinden verdiği hediye de alınabilir, kumara girmez. Ama Spor toto, loto, piyango gibi şans oyunları kumar cinsinden sayılmaktan kurtulamazlar. Onlarda kazanırsan alırsın, kazanamazsan verirsin, şartı geçerlidir. Buna göre bir ticaret veya zenaat ile meşgul olan kimse müşterilerini arttırmak için onlar arasında kura çekerek veya belli bir miktarda alım yapanlar, iş verenleri tespit ve tercih ederek hediyeler verebilir, bir şeyler bağışlayabilir; bunda sakınca yoktur.
Kumar oynayan (bilet alan, totoya, lotoya para yatıran) bu para karşılığında idareden bir mal almaz, toplanan paradan -verdiğine nisbetle daha fazla olan miktarı- kazanmak ister; kazandığı da diğer bilet alanların, kazanmak isteyenlerin, oyuna/çekilişe katılanların paralarıdır. İdarenin dince kumar sayılan bu işlemden kazandığı paranın bir kısmını veya tamamını kamu yararına, hayır ve hasenâta harcaması yapılan şeyi meşrulaştırmaz, helal hale getirmez.
İddaa Haram Mı Değil Mi? Din Alimlerinin Görüşleri
Spor bahisleri şu anlama gelir: Bir grup insanın belirli bir maçın veya yarışın galibi hakkında yaptığı tahminlerdir. Bu bahisler; ister paralı, ister ödüllü, ister ücretsiz olsun aşağıdaki sebepler nedeniyle haramdır:
Bahis Oyunları Haram mı? İllegal Bahis Haram mıdır?
Şans oyunları, kazanma ve kaybetme ihtimalinin olduğu oyunlara denir. Bu bakımdan eğer kazanma ve kaybetme ihtimali varsa, bu oyunlar şans oyunlarına gireceğinden haram kısmına girmektedir. Nitekim iddia denilen şans oyunu da kazanma ve kaybetme şeklinde olan bir oyundur. Hatta kişi kazanacağını kesin olarak bilse bile oynayamaz. Bu bakımdan bu oyunu oynamak caiz değildir.İslam dini, kumarın ve şans oyunlarının azını da çoğunu da haram kılmıştır. Bu bakımdan ister az miktarda bir para ile oynansın, ister çok miktarda olsun, ikisi de haramdır.Boş yere geçen her ânın, pek çok fırsatları da beraberinde götürdüğü kabul etmemiz gereken bir gerçektir. Çünkü insanın vakti dünyanın ömrüne nisbetle çok az ve kısadır. Bu bakımdan, tek bir saniyesi dahi altından daha kıymetli olan zamanın, ebedî hayata nur ve ışık tutacak meşguliyetlerle geçmesi gerekir. Bunun için, mü’minin ibadeti ve işi bir hayır üzere olduğu gibi, geriye kalan zamanı da mânâsız olmamalı, meşru dairede yaşanmalıdır. Tâ ki, bir taraftan kazanırken, diğer yandan kaybetmiş olmasın.Zamanımızda, insanın zamanını katleden o kadar lüzumsuz meşguliyetler vardır ki, bunlardan birçoğu maddî ve mânevî gelişmeye sahip olmadığı gibi, insanı yaratılış hikmetinden uzaklaştırdığı da bir gerçektir. İşte, insan bu çeşit gayesiz ve hedefsiz şeylerden kendisini ne kadar çekip çevirse o derece kâr içinde olur.Belli bir mesai sarf eden ve çalışan insanın dinlenmesi ve istirahat etmesi ne kadar hakkı ise, İslâm'ın yasakladığı sınırı aşmamak şartıyla, bazı oyun ve eğlencelerde bulunmak da mümkün ve normaldir. Ama bu oyun ve eğlencelerin bir ucu, dinimizin haram kıldığı şeyerden birisine yaklaşır ve bulaşırsa, o oyun meşruiyetini kaybetmiş olur.Çeşitli adlarla yapılan “kültürel faaliyetler”de ve “spor müsabakaları”nda aynı şartları aramamız gerekir. Bunlar mubah ve meşru görülen daire içindeyse, haram olduğundan bahsedilemez. Meselâ bu faaliyetlerin bazısı erkek-kız karışık olarak icra edilirse, birtakım dinî mahzurları da beraberinde getireceği açıktır.Çünkü dinen bir kimse ancak kendisine ebedî olarak nikâhı düşmeyen —anne, kız kardeş, hala, teyze gibi— kimselerle yalnız kalabilir, birlikte bulunabilir, elini tutabilir, konuşabilir. Bunun dışında, hayatî bir durum olmadığı müddetçe, bir erkeğin mahremi olmayan bir kadınla; kadının da mahremi olmayan bir erkekle birlikte bulunması, tokalaşması, elini tutması caiz görülmemiştir.Sportif faaliyetlerde de aynı şeyleri söylemek mümkündür. Namaz geçirilmeyecek, kumara girmeyecek ve vücudun bir başkasına gösterilmesi caiz olmayan yerlerinin açılmasına meydan verilmeyecekse, dinî bir mahzurdan söz edilemez.Dinimiz gerek faydalalığı, gerekse görünüşte bir faydası olmasa da zararsız oluşu bakımından, ok atmak, mızrak kullanmak, güreş, yüzme, koşu ve at yarışları gibi oyunları meşru kılmıştır. Hattâ bunlardan bazıları da sünnettir.Hz. Rukâne’nin Müslüman olmasına, Peygamberimiz ile güreşmesi ve üç defasında da Peygamberimiz (asm)'in kendisini mağlûp etmesi vesile olmuştur.1Yine Peygamberimiz (asm)'in Hz. Âişe (ra) ile yarıştığı, müteaddit defalar onu geçtiği de rivayet edilmektedir.2Keza Peygamberimiz (asm) Habeşlilerin gösterdiği mızrak oyunlarını Hz. Âişe ile birlikte seyretmiş ve bu tip eğlencelerin caiz olduğunu bizzat kendi hayatında göstermiştir.Cihad meydanlarında mücahitlerin yardımcısı olan atı övmüş ve savaştan önce tertiplenen at yarışlarında birinci gelenlere çeşitli armağanlar vererek bu sporu desteklemiştir. Burada esas gaye, cihada hazırlık yapmaktır. Savaş öncesi bir eğitim ve idmandır.Fakat İslâm'ın meşru kıldığı bazı oyun ve eğlencelerde, bugün bazı uygulamalarla helâl dairenin dışına taşılmıştır. Meselâ, güreş, yarış ve yüzmede başkalarına gösterilmesi haram olan yerlerin açılması gibi.Bazı oyunlar da kumara âlet edilmektedir. At yarışları, piyango, spor-toto-loto ve karşılıklı bahis bunlardan bazılarıdır.Piyango ve spor toto gibi oyunlar zaten kumar sayılmaktadır. Zira kumarın bütün özelliklerini içinde taşıyor. Piyango şeklindeki kumarın İslam öncesi Cahiliye devrinde de olduğu bilinmektedir. Onlar oklar üzerine işaretler koyar, oktaki çıkan işarete göre para alırlardı. İslâmiyet kumarın herçeşidini haram kıldığından, piyango da bunların içindedir. Nitekim bir âyet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır:
“Ey iman edenler, şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. Bunlardan uzuk durun ki kurtuluşa eresiniz.”3İslâmiyet, ortaya mal ve para konarak oynanacak hiçbir şans oyununa izin vermemiştir. Eğer fakirlere, zayıflara ve düşkünlere yardım edilecekse, bu tip kurumlar kanalıyla olmasına gerek yoktur. İslâm'ın hukuk, toplum ve ahlâk düzeni, kimsesizleri korumak, hayır müesseselerini yaşatmak için kumar tertibine ihtiyaç duymamaktadır. Karşılıklı bahis ve iddialaşmak gibi tertip ve oyunlar da aynı şekilde kumar sayılmaktadır.Meselâ, iki kişi yarışa çıkmadan önce birisi, “Eğer beni geçersen sana şu kadar vereceğim, şayet ben seni geçersem bana şu kadar vereceksin.” derlerse, böyle bir bahis kumara girer. Ancak tek taraflı olursa caiz olur. Yani taraflardan birisi,”Beni geçersen sana şu kadar vereceğim, fakat ben seni geçersem sen bana birşey verme.” der ve anlaşırlarsa, böyle bir iddia meşrudur. Bu parayı alan kimsenin onu kullanması caizdir.Top oyunlarında da, namazın geciktirilmesine veya terkine, başkalarına gösterilmesi caiz olmayan yerlerin açılmasına meydan verilmediği, vücudun yaralanmasına ve sakatlanmasına sebep olmadığı müddetçe bir mahzurdan söz edilemez. Bu hususlardan birisi söz konusu olunca meşru olmaktan çıkar.Dipnotlar:
1. Tirmizî, Libas: 42.
2. İbni Mace, Nikâh: 50.
3. Mâide, 5/90.(Mehmed Paksu, İbadet Hayatımız-1)